Martin Heidegger'in Geç Dönem Eserlerinde "Düşünme Sorunu"
Abstract
Düşünme problemi, Heidegger'in özellikle geç dönem yazılarının merkezinde yer alır. Heidegger, bu yazılarda, modern felsefenin mantıksal-bilimsel düşünme anlayışından tümüyle farklı bir sahici düşünme önermektedir. Söz-konusu sahici düşünme, temsili bir düşünme değildir. O, insanın (Dasein) Varlıkla olan sahici-özlü ilişkisiyle ilgilidir. Düşünmeye ilişkin bu özgün yaklaşımıyla Heidegger, insanın Varlığın özüyle nasıl açık bir ilişki içine girebileceğini gösteren bir belirlenim sunmaktadır. Ona göre sahici düşünme, her zaman için Varlığın düşünmesidir ve Varlığın, insanın doğasıyla olan ilişkisini gerçekleştirir-yetkinleştirir. Heidegger'in özgün "sahici düşünme" anlayışı, tüm bu özellikleriyle modern felsefenin, teknolojinin ve bilimin etkili bir eleştirisine dönüşür. The problem of thinking is the center of Heidegger's thought especially in his later writings. Heidegger proposes a "true thought" as something entirely different from logical-scientific thinking of modern philosophy in these writings. True thinking does not represent (vorstellen). It is related to the experience of man's involvement with and in Being. It always means a man's (Dasein) authentic (eigentlich) relationship with Being. In his special approach to thinking, Heidegger gives a general description which shows how it is possible for men to be explicitly open to Being. According to Heidegger, "true thinking" is always the thinking of Being and it perfects the relationship of Being to the nature of man. With all these features, Heidegger's unique approach of thinking becomes an efficient critique of modern philosophy, technology and science.
Source
Kutadgubilig: Felsefe Bilim AraştırmalarıVolume
0Issue
14URI
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/T0RnME1UTXo=https://hdl.handle.net/11421/14078