Karl Popper’in Platon eleştirisinin epistemolojik ve politik kökenleri
Künye
Erdem, E. (2019). Karl Popper’in Platon eleştirisinin epistemolojik ve politik kökenleri. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19 (3), 423-436.Özet
Karl Raimund Popper (1902–1994), bilim felsefesine kazandırdığı yanlışlanabilirlik ilkesi ve
siyaset felsefesinde geliştirdiği açık toplum kavramıyla 20. Yüzyıl’ın en etkili düşünürleri arasında
yer almaktadır. Popper’in epistemoloji alanında Hegel’in diyalektik idealizmine, siyaset
felsefesinde ise sosyalizme ve kolektivizme yaptığı eleştiriler, kendisinin ilk alanda neopozitivizmin, ikinci alanda ise neo-liberalizmin önemli bir temsilcisi olarak algılanmasına neden
olmuştur. Ne var ki Popper’in idealizme yönelttiği eleştirilerin temeli La Mettrie tarzı bir
materyalizme, David Hume tipi bir ampirisizme ya da Comte-Durkheim ekolünden bir
pozitivizme dayanmadığı gibi, sosyalizm ve kolektivizme yönelttiği eleştiriler de kaynağını John
Locke, Adam Smith ya da Friedrich von Hayek gibi klasik liberal teorisyenlerden almamaktadır.
Popper’in her iki alandaki eleştirilerinin hedefinde bulunan düşünür, ilk büyük sistematik filozof
olan Platon’dur (M.Ö.427–347). Popper, idealizme ve sosyalizme kökten cephe almaktan çok,
Platon’un sisteminden kaynaklandığını düşündüğü objektif idealizme ve topyekûn toplum
mühendisliğine karşı çıkmıştır. Buna karşılık düşünürün temel görüşlerinin, Platon’un da içinden
çıkmış olduğu Sokratik geleneğin eleştirel ve bireyci bir yorumuna dayandığı söylenebilir. Karl Raimund Popper (1902-1994), took part among the most effective intelectuals of the 20th
Century, by developing the principle of falsification in the philosophy of science and developing
the concept of open society in political philosophy. Popper’s epistemological criticism of Hegel’s
dialectical idealism and the political criticism of socialism and collectivism made him recognized
as one of the most significant represantatives of neo-positivism and neo-liberalism in both fields.
However Popper’s criticism on idealism does not base upon a La Mettrie-type materialism, a Hume-ish empiricsm, neither follows the Comte-Durkheim ecole of positivisim. Likewise his
critisism on socialism does not find its basics in the classical liberal theoreticians like John Locke,
Adam Smith or Friedrich von Hayek. The main thinker that falls into the focus of Popper’s
criticism is Plato (427-347 BC), the first grand systematic philosopher. Instead of rejecting
idealism and socialism directly, Popper had more likely opposed the objective idealism and holistic
interventionism of Plato. On the other hand, it is seen that Popper’s main thought is based upon
a critical and individualistic interpretation of the same Socratic school, from which the philosophy
of Plato also brought forth.
Kaynak
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler DergisiCilt
19Sayı
3Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/25778Koleksiyonlar
- Cilt.19 Sayı.3 [25]