İç göç ve mekânsal dışlanma
Künye
Ünlütürk Ulutaş, Ç, Kamber, A. (2017). İç göç ve mekânsal dışlanma. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 17 (4), 1-14.Özet
1980’li yıllardan itibaren hızlı bir ekonomik gelişim
sergileyen ve küresel piyasalarla eklemlenen Denizli,
söz konusu gelişmelere paralel olarak önemli bir iç
göç merkezine dönüşmüştür. Göçmen nüfus, yerli nüfustan mekânsal olarak da ayrışmış, çoğunlukla kent
çeperinde sanayi merkezlerine yakın çöküntü alanlarına yerleşmişlerdir. Bu çalışmada göç ve mekânsal
dışlanma ilişkisini ortaya koymak amacıyla, en yüksek
göç hızına sahip onuncu il olan Denizli’deki beş ayrı
göçmen yerleşiminde katılımcı olmayan gözlemler ve
bu mahallelerde yaşayan 40 katılımcıyla yarı yapılandırılmış yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir.
Araştırma sonucunda Denizli’de, göçün erken aşamalarında göç edenlerin toplumsal uyum ve entegrasyon
olanaklarına kavuşmuşken, 1990’lı yıllardan sonra
göç edenlerin sosyal dışlanma ile yüz yüze kaldıkları
bulgulanmıştır. Katılımcıların yaşadıkları mekanla
kurdukları ilişkiler incelendiğinde, mesafe yakınlığına
karşın kent merkezindeki alışveriş ve eğlence olanaklarından sıkça yararlanmadıkları, mekânsal damgalanmaya maruz kaldıkları ve mekânsal dışlanma nedeniyle kent hizmetlerine eşit biçimde erişemedikleri
görülmüştür. Denizli, which has clearly exhibited rapid economic
development since 1980s, has become an important internal migration center. However, the immigrant population is spatially segregated from the local population
and is mostly settled in the peripheral areas of the city
nearby the industrial centers. In this study, in order to
reveal the relationship between migration and spatial
exclusion, besides non-participant observations, semistructured face to face interviews with 40 participants
was conducted in five migrant settlements in Denizli. It
has been found that although immigrants in the early
stage, have a chance to access the possibilities of social
cohesion and integration, since 1990s, immigrants have
been facing social exclusion. Considering their relationships with the space, it is seen that, they don’t often
benefit from the shopping and entertainment facilities
in the center, they are exposed to spatial stigmatization
and spatial exclusion.
Kaynak
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler DergisiCilt
17Sayı
4Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/25360Koleksiyonlar
- Cilt.17 Sayı.4 [10]