Uluslararası hukukta amirin emrini ifa
Künye
Bilke, E. (2019). Uluslararası hukukta amirin emrini ifa.AndHD, 1 (5),1-27.Özet
Ulusal ve uluslararası hukuk bazında amirin emrini ifa konusu hakkında mutabakat yoktur. Bu
durum Türk hukuku açısından da geçerlidir. Amirin emri savunması tarihin ilk çağlarından itibaren
sıklıkla kullanılmıştır. Dönem içerisinde konuya ilişkin farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Farklı
yaklaşımların çıkış noktası bir ikilemdir. Zira ast, emre itaat etmezse ulusal hukuk tarafından cezalandırılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. İtaat etmesi durumunda da uluslararası hukuk tarafından yaptırım görme tehlikesi vardır. Temel olarak üç farklı görüş ortaya atılmıştır. Bunlar; amirin sorumluluğu yaklaşımı, mutlak sorumluluk yaklaşımı ve koşullu sorumluluk yaklaşımıdır. Amirin sorumluluğu yaklaşımında ast, sorumlu tutulmaz. Mutlak sorumluluk yaklaşımında ise ast da amiriyle birlikte sorumludur. İki yaklaşımı uzlaştıran üçüncü yaklaşım, koşullu sorumluluk yaklaşımıdır. Buna göre, belirli kıstaslar vardır. Eğer bunlar sağlanırsa ancak o zaman amirin emri savunma olarak kabul edilebilir. There is no consensus about act of superior order in national and international law. İt is valid
in terms of Turkish law. The defense of obedience to superior order have been frequently used since
the early ages. The different approaches about this issue have showed up in time. The origin of the different approaches is a dilemma. In fact, national and international law put subordinate in a dilemma.
If subordinate disobeys superior order, he can face the risk of punishing by national law. On condition that subordinate obeys superior order, he can be punished by international law. There are basically
three approaches in this issue. These approaches are respondeat superior, absolute liability and conditional liability. In respondeat superior approach, subordinate isn’t responsible for his action. In absolute liability, subordinate is responsible for his action along with his superior. Conditional liability
approach compromises these two different approaches. According to this approach, there are specific
criterions. If all criterions are met, the defense of obedience to superior order can be acceptable.
Kaynak
Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi DergisiCilt
1Sayı
5Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/23087Koleksiyonlar
- Cilt :3 Sayı (5) [5]