Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorDağtaş, Erdal
dc.contributor.authorOkuroğlu, Mehmet Selahattin
dc.date.accessioned2016-11-17T09:55:24Z
dc.date.available2016-11-17T09:55:24Z
dc.date.issued2016
dc.identifier.uri
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11421/7719
dc.descriptionTez (doktora) - Anadolu Üniversitesien_US
dc.descriptionAnadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basın ve Yayın Anabilim Dalıen_US
dc.descriptionKayıt no: 14en_US
dc.description.abstractMedya okuryazarlığı eğitimi yaklaşımları, bilimin farklı alanlarından yararlanılarak oluşturulmuş varsayımlara dayalı çerçeveler biçiminde betimlenebilir. Bazı yaklaşımlar, kuramsal tutarlılık gösterse de; çoğunlukla, iyi tanımlanmış bir bağlamdan yoksun ve değişken çerçeveler, eğitim uygulamalarına temel olmuştur. Ancak, farklı koşullar karşısında çözüm getiren, kuramsal anlamda bütünlüklü dayanaklar olmadan, toplumsal boyuttaki uygulamaların başarı şansı düşüktür. Türkiye'de medya okuryazarlığı eğitimi alanında yaşananlar bu durumun son örneği olabilir. Dahası, tüm dünyada, bürokrasinin tercihlerine etki eden çıkar gruplarının varlığı, sorunu, kuramsal çalışma yapmanın ve uygulama için yordam önermenin ötesine taşımaktadır. Mülkiyet ya da toplumsal güç ilişkileri ekseninde konumlanmış bu gruplar, medya okuryazarlığı kavramını bağlamından kopararak işlevsiz hale getirmek açısından oldukça etkili olmuşlardır. Konuya benzer yaklaşan akademisyenleri, kendi aralarında uzlaştıracak; ayrıca, karşıt görüşte olanları tutarlı biçimde değerlendirmelerine yardım edecek bir kuramsal çerçeve, açmazları aşmaya ve akademik alanda geliştirilen çözümleri savunmaya yardımcı olabilir. Medya okuryazarlığı çalışmaları alanında gözlenen durum, bilim insanlarının kişisel hatalarından çok, modernlik ekseninde bilimin ve toplumsallaşmanın girdiği yönelimle açıklanabilir. Geç modern çağda, yapılandırılmış olanın, gerçekliğin kendisi olarak sunulmasına dayalı kültür ve insan aklının, içinde yaşadığı gerçekliği okumasını engelleyen bir algı hali, söz konusu yönelimin görünümleridir. Bu çerçevede, iletişimin medyalaşması, sistemin önerdiği tarzların, insan varoluşunun tek biçimi olarak algılanması açısından kritiktir. Ancak, yayıncılık, toplumsal yaşamı belli bir eylem modeli ekseninde tutan bu genel sistemin aracıları olan medyalardan sadece birisidir. Dolayısıyla, bireylerin, deneyimledikleri olayların ya da okudukları metinlerin nesne ve öznelerini birbirinden ayırması, toplumsal süreçleri okuyabilmenin ilk adımıdır. Bu başarıldığında, bireylerin, yaşadıkları toplum içinde özgür seçilmiş sorumluluklar üstlenmeleri mümkün olabilir. Söz konusu amaç etrafında uygun yordamları açıklayacak kuramsal bir çerçeve, eleştirel medya okuryazarlığı eğitiminin koşuludur. Eleştirel medya okuryazarlığı için kuramsal bir çerçeve öneren bu çalışma, insan aklının tek yönelime hapsedilmesiyle bağlantılı bir modernlik anlayışını ve başat paradigmayı sorgulayan geniş bir alan yazınından yararlanmıştır. Eskişehir kentinde, lise çağında okuyan ergen gençler arasında gerçekleştirilen alan araştırması ise, kuramsal çerçeveye uygun bir yöntemsel yaklaşım önermiş ve çalışmanın kendi varsayımlarını sınamıştır. Araştırma için, farklı niteliklere sahip liselerin birinci sınıf öğrencileri arasından, tesadüfi olarak seçilen yirmi dört kız ve yirmi dört erkek gönüllü, ilköğretim seçmeli medya okuryazarlığı dersi alıp almama ölçütüne göre gruplandırılmıştır. Her katılımcıya, demografik değişkenlere yönelik on soruyla birlikte, altmışar adet yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme sorusu yöneltilmiş; daha sonra yanıtlar, nitel olarak çözümlenerek modern toplumda dünya algısını biçimlendiren sistem ve yaşam-dünyası arasında konumlandırılmıştır. İçerdikleri yönelimlere göre kodlanan yanıtlar arasındaki farklılıklar, eleştirel medya okuryazarlığı düzeylerini destekleyen ya da baskılayan toplumsal unsurları açıklamak için kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları, medyayı ve toplumu eleştirel okuyabilmenin; bilişsel baskılanmaya engel olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, kendisi için ve başkaları için iyi olanı sorgulayan eleştirellik, kişisel ya da toplumsal anlamda kendini gerçekleştirmenin koşuludur. Sistemin önerdiklerine karşı, kalıcı/içsel değeri aramak ve toplumsal sorumluluk temelinde kendi eylemlerini seçebilmek, temel toplumsallaşma ve eğitim arasındaki uyumla olasıdır. Türkiye özelinde, kurulu güç ilişkileri içinde eleştirel okuryazarlığın dışlanması ya da bürokrasinin medya okuryazarlığı dersini iletişim fakültesi mezunlarının vermesine karşı çıkması çerçevesinde gözlenen sorunlar, bu olasılığın gerçekleşmesini engellemektedir. Dünya genelinde ise, araçsalcı modernlik, toplumların bilişsel anlamda özgürleşmesini engelleyen stratejiler üzerinden sürmektedir. Çalışmanın kuramsal bağlamı ve araştırma bulgular ekseninde, liseler için geliştirilmiş bir eleştirel medya okuryazarlığı ders programının genel hatları, tezin sonunda, ekler içinde önerilmiştir.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherAnadolu Üniversitesien_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectMedya okuryazarlığıen_US
dc.titleEleştirel medya okuryazarlığı kuramı: Eskişehir okulları ölçeğinde bir alan araştırmasıen_US
dc.typedoctoralThesisen_US
dc.contributor.departmentSosyal Bilimler Enstitüsüen_US
dc.identifier.startpage464 yaprak : resim + 1 CD-ROM.en_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster