Sanat tarihinde paradigmatik kırılmalar ve resim sanatına yansımaları
Özet
Bu çalışmanın amacı, sanat tarihinin kırılma noktalarına ve bu kırılmaların ardında yatan içinde bulunulan dönemin güç ilişkilerinin neden olduğu dinamiklere odaklanmak ve özgürlükçü, çoğunlukçu bir ortamda, resim sanatının çağdaş sanat sunumları içerisindeki yerini vurgulamaktır. Sanat tarihi toplumun sosyal ve ekonomik ilişkilerini belirleyen güç ilişkilerinden bağımsız değerlendirilemez. Batı sanatı, tarih boyunca düşünce yapılarındaki bu kırılmalar sonucu farklı biçimlerde şekillenmiştir. Çağdaş sanat yaklaşımına kadar geçen süre içinde bütün sanat dönemleri hâkim akımların, büyük anlatıların etkisinde biçimlenmiştir. Ancak, çağdaş sanatla birlikte sanat gündelik hayatla bağlarını, yaşanılan dönemin gerçekliği ile tekrar kurmuş ve herkesi kapsayan bir niteliğe bürünmüştür. Bu anlayışın açtığı özgürlük alanı geçmişteki sanat anlayışından farklı olarak herkese sanatçı ve her şeye de sanat eseri olabilme yolunu açmıştır. Çağdaş sanatın gelenekselin tam karşısında şekillendiğini ileri süren tezlere rağmen çağdaş sanatın içinde barındırdığı özgürlük ve çoğulculuk karakteri, resmin ve sanatın sonu gibi karamsar tezleri çürütmüştür. Günümüzde, geleneksel yöntemlerden dijital teknolojinin sağladığı yeni imkânlara kadar her türlü sunum yöntemi uygulanabilir durumdadır. Aksi, çağdaş sanatın avangardlarının eleştirdikleri, modern sanatın seçkinciliği sorununu tekrar doğuracaktır. Ancak, avangard çıkışların sanatçılara sağladığı özgürlük alanının, kapitalizmin ve kültür endüstrisinin kontrolünde olduğu da yadsınamaz bir gerçekliktir. Çağdaş sanatın özgürlükçülüğü ve çoğulculuğu bir kazanım olmakla birlikte sanatın ve sanatçıların para ile kurduğu ilişki sanatın metalaşması sorununu, sanat ve hayatın kültür endüstrisi koşullarında birleşmesini de gündeme getirmiştir. Çağdaş sanatın bu iki farklı gerçekliği ekseninde oluşan gerilim, günümüz sanatının karakterini oluşturmaktadır.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/6813
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [23]