Türkiye'de başlangıcından bugüne gösteri sanatları ve mekan gereksiniminin değerlendirilmesi
Özet
Gösteri sanatlarının tarihi gelişimi sistematik bir şekilde incelendiğinde görülür ki; gösteri sanatları ve özellikle tiyatro sanatı, insanla birlikte başlamakta ve insanlığın gelişimine paralel bir çizgi göstermektedir ve insanlık kadar kapsamlıdır. İlk topluluk olan klanlarda yapılan dini törenler, gösteri sanatlarının temelini; Yunan tiyatroları ise, açık hava tiyatrolarının yapılarının ilk ve mükemmel örneğini oluşturmuştur. Bugün kalıntılarını hayranlıkla seyrettiğimiz Yunan ve Roma kültür dünyasının klasik tiyatrolarından, günümüzün en gelişmiş tekniklerle donanmış kapalı tiyatrolarına kadar tüm yapılar da tiyatro sanatının, insanlık tarihindeki önemli konumunun açıklamasına kaynaklık etmektedir. Geleneksel Türk gösteri sanatlarının, son zamanlarda kabul görmeye başlayan 'her yer tiyatrodur' düşüncesine yakın biçimde; kahvehaneler, meyhaneler, bozahaneler, meydanlar, gezinti alanları gibi çok çeşitli mekanlarda gerçekleştirildiği bilinmektedir. Tanzimat döneminin başlangıcı kabul edilen 1839'dan sonra, mekan anlayışının gelişmesiyle birlikte, tiyatro binalarının yapımı yoğunluk kazanmaya başlamıştır. Bu dönem, bu nedenden dolayı, tiyatro açısından da batı etkisindeki dönemin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Cumhuriyet döneminde ise, batı etkisindeki dönemin aksine; tiyatro mekanlarında olumlu gelişmeler olmakla birlikte genel olarak döneme yakışır özellikte ve yeterli mekanlar yapılamamıştır. Batı etkisindeki dönemde çok sayıda tiyatro binası yapıldığı, Cumhuriyet dönemi tiyatro binalarının ise eleştirilecek durumda olduğu, batı etkisindeki döneme ait yapıları geçecek, hatta bu yapılarla aynı ayarda olabilecek yapıların çok fazla olmadığı, o dönemden kalan yapıların bir kısmının Cumhuriyet döneminde de kullanılmaya devam ettiği bilinmektedir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/6191
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [37]