1923-1960 döneminde Türkiye'nin Balkan politikası
Abstract
Balkanlar stratejik konumu nedeniyle yüzyıllar boyunca çok çeşitli halkların uğrak yeri olmuştur. 1789 Fransız İhtilalinin doğurduğu fikirlerin halklar arasında yayılması özellikle Balkanlarda ulusal bağımsızlık hareketlerini tetiklemiştir. 19. Yüzyılda hızlanan bu süreç 20. Yüzyılın başlarında doruk noktasına ulaşmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışına rastlayan bu yıllar, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de temellerinin atıldığı bir dönem olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türkiye Devleti, uzun yıllar Türk egemenliğinde kalan Balkanlar ile yakın ilişkiler kurmaya çalıştı. Balkan ülkelerinde önemli oranda Türk azınlığının bulunması ve Balkanların Türkiye'nin güvenliği açısından stratejik değere sahip olması Türkiye'nin Balkan ülkeleriyle ilişkilerine olumlu yansımıştır. Nitekim Türkiye, 1930'ların başlarında tüm Balkan devletleriyle sorunlarını çözerek dostça ilişkiler kurmuştur. Kurulan samimi ilişkiler 1933 Türk-Yunan İttifakı gibi ikili savunma antlaşmalarının yanında Balkan Paktı gibi bölgesel savunma antlaşmalarının yapılmasını da sağlamıştır. Türkiye ikili ilişkilerle sağladığı güven ortamını Balkan ülkelerindeki soydaşlarının yaşamlarını kolaylaştırmak için bir araç olarak kullanmıştır. Türkiye'nin yoğun diplomatik girişimlerinin etkisiyle kurulan Balkanlar"daki barış ortamı 2. Dünya Savaşı'nın çalkantılı gelişmeleri sonucunda bozulmuştur. Türkiye 2. Dünya Savaşının ardından, Balkanlara yönelik politikalarında SSCB'nin yarattığı tehdit ve ABD'nin bölgeye yönelik politikalarını da dikkate almıştır. Böylece Türkiye savaş sonucunda Balkanlara yönelik politikalarda uluslararası dinamikleri daha fazla göz önünde bulundurmak zorunda kalmıştır.
Collections
- Tez Koleksiyonu [76]