Bizans'tan Osmanlı'ya: Karacahisar Kalesi Seramikleri (2019-2022)
Künye
Yılmazyaşar, H., Karasu, Y.E., Özkul Fındık, N. (2023). Bizans'tan Osmanlı'ya: Karacahisar Kalesi Seramikleri (2019-2022) : Anadolu Üniversitesi Yayınları.Özet
Evrene dörtlü ritim hâkimdir der Aritoteles “Canlı cansız her şeyin yapısı dört ana elementten oluşmuştur.
Bunlar ateş, hava, toprak, su’ dur…..” diye devam eder. Seramikler de bu elementlerin ritmiyle vücut
bulur…. Toprak ile Su – Hava ile Ateş….
Binlerce yıldır insanlığın hafızasıdır, üretildiği kültürün aynasıdır, neolitik dönemde yerleşikliğin temsili, üretimin
göstergesi, ana tanrıça figürininde anlam bulan inancın sembolüdür seramik… Topraktır, toprakta yaşayan insandır….
Bazen bir yazıttır yazıldığı dönemi okutan; bazen bir resimdir o dönemi yansıtan, bu nedenle arkeolojik
çalışmaların en çok söz söyleyen bulguları arasındadır.
Arkeolojik kazı alanları çözülmesi gereken soruların cevaplarını saklar. Kazılarda ele geçen buluntular ise bu soruların
çözümüne ışık tutacak küçük ip uçlarıdır. Buluntular artıp çeşitlendikçe bu heceler kelimelere sonrasında da
cümlelere dönüşür ve anlamlı hale gelmeye başlar. Karacahisar’da bulunan ilk seramik parçası da bu çalışmada
cümlelere dönüşen bilgilerin ilk hecesi oldu; aynı zamanda küçük bir ipucuydu aranan cevaplara…
Biz de bu kitapta Karacahisar Kalesi’nde yaklaşık 4 yıllık bir çalışmanın sonucunda bulunan seramiklerin söylettiği
cümleleri bir araya getirmeye çalıştık. Bazı sonuçlar son derece anlamlı ve tutarlıyken bazı sonuçları aktarırken
olasılıklardan sıyrılmak mümkün olmadı. Ortaçağ Anadolu’suna dair bilinmeyenlerin çokluğu yazılı kaynakların
azlığı ile doğrudan ilişkilidir. Dönemin kaotik ortamı, hakim güçlerin sürekli değiştiği coğrafyalar ve dolayısı ile sürekli
el değiştiren yerleşimler, yereldeki nüfus, insan göçü, iskan politikaları ile yeniden şekillenen çoğulcu toplum
yapısı, oluşum ve değişim süreçlerinin olağan akışı ile birlikte pragmatik çözümler, dönemin bir çok olgusunda
geleneksel-süregelen-alışılmışın yanı sıra ünik ve bazen sıra dışı olarak tanımlanabilecek unsurları da beraberinde
getirmiştir. Tüm bu dinamikler dönemin sosyo-kültürel ortamının yanısıra tüm sanat türlerinde olduğu gibi
seramik sanatının şekillenmesine de doğrudan etki etmiş, Karacahisar örneklerinde de açıkça izlendiği üzere
Bizans, Selçuklu, Erken Osmanlı ve Beylikler dönemi üretimlerinde sentez ve çoğulcu bir dil ile karşılaşılmıştır.
Seramiklerin genel dağılımı başta tarihlendirmeye yönelik en özel buluntu grubu olan sikkeler ile son derece
uyumlu sonuçlar ortaya koymuş, tarihi kaynaklar ve az sayıdaki arşiv belgesindeki yazılı bilgileri teyit etmiştir