Otizm spektrum bozukluğu olan çocuk ebeveynlerinin algıladıkları aile işlevselliklerinin incelenmesi
Göster/ Aç
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2022Yazar
Aksoy, Veysel
Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Özel Eğitim Anabilim Dalı
Alkaşı, Duygu
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), son dönemlerde yaygın olan ve doğumdan itibaren ilk üç yılda belirtilerinin gözlenmeye başladığı bir nörogelişimsel bozukluk olarak ifade edilmektedir. OSB olan çocukların değerlendirilmesi ve yapılacak müdahalelere karar verebilmek için başta çocuğun yaşadığı aile içerisindeki dinamikler olmak üzere çevresel koşulların titizlikle incelenmesi gerekmektedir. Bu araştırmada OSB olan 3-8 yaş arası çocukların ebeveynlerinin algıladıkları aile işlevselliği düzeyi çocukların OSB'ye ilişkin destek gereksinimi düzeyine göre incelenmiştir. Aynı zamanda çocuğun cinsiyetinin, yaşının, ebeveynin eğitim durumu, yaş ve gelir düzeyi gibi özelliklerinin de ebeveynlerin algıladıkları aile işlevselliği düzeyleri üzerinde fark yaratıp yaratmadığı araştırılmıştır. Araştırmaya, Türkiye'nin İstanbul ve Eskişehir illerinde özel eğitim merkezlerinde hizmet alan OSB tanısı almış çocuklar ve onların anne ve babaları katılmıştır. Çalışmaya toplam 68 ebeveyn katılmıştır. Çalışmaya dahil edilen katılımcıların 15'i (%22.1) kız çocuk ebeveyni, 53'ü (%77.9) erkek çocuk ebeveynidir. Araştırmada, veri toplama aracı olarak "Kişisel Bilgi Formu", çocukların OSB davranış derecesini ölçmek için "Uyarlanmış Otizm Davranış Kontrol Listesi (U-ODKL)" , ebeveynlerin aile işlevselliğini ölçmek için "Aile Değerlendirme Ölçeği (ADÖ)" kullanılmıştır. Verilerin analizi sonucunda Aile İşlevselliği (ADÖ puanları) düzeyindeki toplam değişim % 12,9 oranında OSB davranış derecesi tarafından açıklanmaktadır (R2=0,129). OSB'den etkilenme derecesindeki artış aile işlevselliğinin bozulma düzeyini arttırmaktadır. Başka bir deyişle OSB olan çocukların OSB'den etkilenme derecesinin aile işlevselliğini yordadığı belirlenmiştir. Bulguların literatürdeki daha önceden yapılan araştırmalar tarafından desteklendiği görülmektedir. Özellikle aile işlevselliği ile doğrudan ilişkili olan "stres, depresyon, kaygı vb." psikolojik değişkenlerin çalışıldığı araştırmaların sonuçları ile benzer sonuçlar göstermektedir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/27067Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [227]