Anton Çehov öykücülüğündeki yabancılaşma imgesinin Nuri Bilge Ceylan sinemasındaki dönüşümü
Özet
Sanatın farklı dalları ortaya çıktıkları dönemlerden bu yana alışveriş içinde olmuşlardır. Bu etkileşim, sanatların günümüzde aldıkları şeklin belirleyici unsurlarından biridir. Sinema da, yapısının el verdiği ölçüde, diğer sanatların anlatılarından, anlatım olanaklarından ve tekniklerinden yararlanmıştır. Gerek sözlü gerek yazılı olsun, mirası insanlık kadar eski olan edebiyat, sanatların en gencini besleyen, büyüten ve değiştiren kaynakların başında gelmektedir. Edebi eserlerin uyarlamalar aracılığıyla perdeye taşınması, sinemanın ilk günlerinde başlayan, artarak devam eden ve günümüzde de popülerliğini yitirmeyen bir yöntemdir. Dünya edebiyatında sayısız yapıt, aslına sadık kalınarak ya da sinemanın gerekleri doğrultusunda dönüştürülerek filme aktarılmıştır. Edebi eserin büyük ölçüde hazır bir senaryo sunması ve bilinirliğinden ötürü belirli bir gişe başarısı vadetmesi, sinemacıların bu yola başvurmasının başlıca nedenleridir. Ancak zamanla kimi yönetmenler için uyarlama çok daha bireysel bir süreç haline gelmiş, etkisi altında kalınan roman ya da öykünün, gücünden bir şey yitirmeden filme aktarılabilmesi düşüncesi öne çıkmıştır. Ülkemizde de durum farklı değildir. Gerek yerli, gerek yabancı yazarların eserlerinden uyarlamalar yapan yönetmenler sinema tarihimizde önemli bir yer tutmaktadır. Rus yazar Anton Çehov’un öykülerini filmlerine taşıyan Nuri Bilge Ceylan bu isimlerin başında gelmektedir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/2587
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [121]