Cemaat modernliği : Nurcular'da uyum, direnç ve değişim dinamikleri
Göster/ Aç
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2018Yazar
Suğur, Nadir
Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Ökten, Mehmet Salih
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Bu tez Türkiye'de "cemaat modernliği"nin uyum ve direnç dinamiklerinin neler olduğunu ve bu süreçte ne tür modern ve dinsel pratiklerin ortaya çıktığını, İslam'ın temel değer ve normlarını referans alan, kendilerini tarikattan ayrıştıran, geleneğin içinden bir İslami canlanmayı, yenileşmeyi öngören Nur cemaati üzerinden çözümlemeye çalışmaktadır. Gücünü 18. yy. Aydınlanma düşüncesinden alan Batı modernliği bilim ve teknolojinin dayandığı norm ve değerlere göre yeni bir toplum inşa etmeyi amaçladığı için nispeten otoriter ve katı bir seküler öze sahip olduğu söylenebilir. Bilimi ve aklı diğer tüm düşünce biçimlerine önceleyen 18. yy. modern düşünce sistemi, bireyi disiplin altına almış ancak diğer taraftan ekonomik kalkınma, demokrasi ve temel hak ve özgürlükler konusunda 18. yy. öncesine göre önemli ilerlemeler sağlamıştır. Nur cemaatinin kurucu lideri Said Nursi, modern değerlerin İslam'la uzlaşabileceğini ve modernitenin olumsuz yönlerinin ıslah edilebileceğini vurgulamıştır. Onun karşı olduğu modernitenin tek tipleştirici, pozitivist, materyalist ve dine yaşam alanı bırakmayan katı seküler özüdür. Bu tez çalışmasında, kendi içinde farklı grupları barındıran Nur Cemaatinin genel öğretisiyle ilişkili olan alt gruplar ele alınmıştır. Cemaat mensuplarının modernliği nasıl deneyimlediklerinin ve ne tür gerilimler yaşadıklarının en bariz mekânları olan metropol ve kentlerdeki farklı yaş, meslek ve eğitim gruplarından seçilen kişilerle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. 2017 yılının temmuz ve ağustos aylarında yapılan saha çalışmasında Katılımcılara 'kartopu örneklem' yoluyla ulaşılmıştır. Sonuç olarak daha öncesinde kan bağına dayalı ve belirli bir mekânla sınırlı olan cemaatlerin, özelde dini cemaatlerin modernleşmeyle birlikte yok olup gidecekleri klasik sosyologlar tarafından varsayılmış olsa da modernliğin neden olduğu güvensizlik ortamı, parçalanmışlık, aşırı bireyselleşme, yalnızlık ve yabancılaşma gibi hoşnutsuzluklar her ne kadar gelenekselliğini yitirmelerine neden olsa da modernliğe uygun bir forma dönüşerek kendilerini yeniden var ettikleri görülmüştür. Nurcuların modernleşme konusunda "seçici" davrandıkları ve modernleşmenin tüm boyutlarını değil; "kısmi" boyutlarını ele alarak modernleşebildikleri, "modernliği yerlileştirdikleri" söylenebilir. Ayrıca Nur cemaatinin, İslami hassasiyetleri gözetmeye çalışarak popüler kültürün yönlendirdiği modern hayat tarzına ve tüketici kalıplarına adapte olma yönünde ciddi bir eğilim içerisinde oldukları söylenebilir. Nurcuların söylem düzeyinde her ne kadar seküler modernliğe karşı ciddi bir duruş sergilemeye çalıştıkları söylenebilse de pratikte seküler modernlikle gittikçe derinleşen ve karmaşık hale gelen bir ilişki içerisine girdikleri, sekülerleşmeyi ve dini pratikleri yerine getirmeyi birlikte yürüttükleri görülmüştür. Bu, aynı zamanda paradoksal bir duruma işaret etmektedir. Bu paradoksal durumun, Nur mensuplarının birçoğunun birbiriyle çelişebilecek davranış kalıpları geliştirmelerine de neden olduğu söylenebilir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/23501Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [19]