Alanya kalesi iskelet topluluğunda ağız ve diş sağlığı
Özet
Alanya Kalesi kazılarında 2004, 2005 ve 2006 yılı kazı sezonlarında İçkale’nin orta bölümünde bulunan kilisenin etrafında toplam 8 mezar bulunmuş ve bu mezarlardan 27 bireye ait iskelet kalıntıları açığa çıkartılmıştır. Bizans dönemine tarihlendirilen mezarlarda tek, çift ve çoklu gömülere rastlanmış olup, iskeletlerin tümü baş batıda ve ayaklar doğuda olacak şekilde gömülmüştür. İskelet topluluğu ağırlıklı olarak genç erişkinlerden ve erkeklerden oluşmaktadır. 15 erişkin ve 5 erişkin yaşın altındaki bireye ait toplam 276 adet diş kalıntısının incelenmesi mümkün olmuştur. Bunların % 89’unu daimi dişler ve sadece % 11’ini süt dişleri temsil etmektedir. Daimi dişlerin 202 adedi yani % 82’si erkek ve 44 adedi yani % 18’i kadınlara aittir. Bu çalışmada Alanya Kalesi iskelet topluluğuna ait çene ve diş kalıntıları, ağız ve diş sağlığı açısından incelenmiştir. Elde edilen bulgular Alanya Kalesi topluluğunun çağdaşı olan diğer topluluklarla karşılaştırılmış ve böylece topluluğun ağız ve diş sağlığı açısından çağdaşlarına göre ne durumda olduğu anlaşılmaya çalışılmıştır. Ağız ve diş sağlığının göstergeleri olan diş çürüğü, mine hipoplazisi (enamel hypoplasia), diş taşı (dental calculus), alveol kaybı (periodontal hastalıklar), ante-mortem diş kaybı ve abse gibi patolojiler, mevcut tüm daimi ve süt dişlerinde incelenmiştir. Alanya Kalesi iskelet topluluğunda diş çürüğü %12,6; mine hipoplazisi %39,7; diş taşı %29,6; alveol kaybı %35,3; ante-mortem diş kaybı %2,8 ve abse de % 2,3 oranında saptanmıştır. Bazı Bizans dönemi topluluklarıyla karşılaştırıldığında diş çürüğünün Alanya Kalesi topluluğunda diğer topluluklara göre biraz fazla; mine hipoplazisi, diş taşı ve alveol kaybının ortalama bir oranda; ante-mortem diş kaybı ve abse gibi patolojilerinse diğer topluluklardan daha düşük oranda gözlendiğini söyleyebiliriz. Adı geçen patolojilerin üst çene (maxilla) ve alt çenede (mandibula), ayrıca cinsiyet grupları arasında nasıl bir dağılım gösterdiği de saptanmaya çalışılmıştır. Tüm diş ve çene patolojilerine erkeklerde daha fazla oranda rastlanmış, mine hipoplazisi ve abse hariç diğer patolojiler de alt çenede daha fazla gözlemlenmiştir. Diş ve çene patolojilerinin diş tiplerine göre de nasıl bir dağılım gösterdiği araştırılmıştır. Diş çürüğüne en fazla büyük azılarda, mine hipoplazisine köpek dişlerinde, diş taşına kesici ve köpek dişlerinde, alveol kaybına kesicilerde, ante-mortem diş kaybına ve abseye de en fazla büyük azılarda rastlanmıştır. İncelenen 30 süt dişindeyse sadece 2 yaşındaki bir çocuğa ait sağ ve sol alt caninelerde diş çürüğü saptanmış, bunun dışında başka bir diş patolojisi gözlemlenmemiştir. The excavations in the Alanya Castle revealed remains of 27 individuals from 8 graves from the surroundings of the church in the inner fortress area during the 2004, 2005 and 2006 field seasons. The graves consisted of single, double or multiple burials and all positioned in westeast direction. The skeletons mostly consisted of young adults and males. In total, 276 teeth were studied belonging to 15 adults and 5 sub-adults. Among these, 89% permanent and only 11% deciduous teeth are represented. Of the permanent teeth, 82% belong to male and 18% to female, represented by 202 and 44 teeth respectively. In this study, dental remains including teeth and jaw fragments are studied in order to estimate the oral health status of the Alanya Castle population. The results for Alanya Castle population are compared to other contemporaries of this population to evaluate and compare the health conditions alongside these populations. Dental pathologies such as dental caries, enamel hypoplasia, dental calculus, alveolar bone loss (periodontal disease), ante-mortem tooth loss and abscess are recorded for all permanent and deciduous teeth. In Alanya Castle population, 12,6% dental caries, 39,7% enamel hypoplasia, 29,6% dental calculus, 35,3% alveolar bone loss, 2,8% ante-mortem tooth loss and 2,3% abscess are observed. The results have shown that the percentage for dental caries is relatively higher; percentages for enamel hypoplasia, dental calculus and alveolar bone loss are relatively mean and percentages for ante-mortem tooth loss and abscess are relatively lower when compared to other Byzantine populations in Alanya Castle population. On the other hand, distribution of these pathologies for the maxilla (upper jaw) and the mandible (lower jaw) and also for the genders searched thoroughly. All of the dental pathologies are higher in the males; and all pathologies except from enamel hypoplasia and abscess are higher in the mandibles. Furthermore, the distribution of the dental pathologies according to teeth type is studied. According to this analysis, dental caries are relatively higher on the molars; this is also true for enamel hypoplasia on the canines; dental calculus on the incisors and canines; ante-mortem tooth loss and abscess on the molars. Among the 30 deciduous teeth, only dental caries have been observed on the right and left canines of the lower jaw belonging to a 2 years old child, and no other dental pathology has been observed for the deciduous teeth among the population.
Kaynak
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi DergisiCilt
26Sayı
1Bağlantı
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/T1RNd056ZzQ=https://hdl.handle.net/11421/14060